Erkeksi Kızlar, Kadınsı Erkekler Yetiştirmeyin

unnamedErkeksi Kızlar, Kadınsı Erkekler Yetiştirmeyin

Fıtratı göz ardı etmek denizde dalgaya karşı yüzmeye benzer. Bize düşen çocuklarımızın fıtratlarına yüklenen programları açığa çıkarmaktan öte değil! Çocuklarımızı yetiştirirken ileride sahip olacakları rollerin dışına itecek davranışlardan uzak kalmalıyız. Erkek gibi kız çocuğu, ya da kadınsılaşmış erkek çocuğu yetiştirmek fıtrat kanunlarına yapılabilecek büyük bir saygısızlıktır!Yıllardır erkek ve kız çocuklarla çalışırken bir sürü farklılığa şahit olmaktayım. Esasında birbirinden farklı ama birbirini tamamlayan özellikler desek daha yerinde olur. Terapileri, eğitimleri, ders çalışma alışkanlıkları, tuvalet eğitimleri, duygu ve düşüncelerini ifade etme yolları, zihinsel ve fiziksel gelişimleri, öz bakım becerileri, manevi açıdan olgunlaşmaları vs… Mesela çoğu erkek çocuk annesi, okulda ve sınıfta olup biten çok şeyi bilmez. Ama kız çocuk anneleri çoğu zaman, noktasından virgülüne kadar her şeyden haberdardır. Ya da erkek çocuklarla bir uygulama esnasında lafları cımbızla çekerken, kız çocuklarda terapi saati yetersiz kalabilir. Kızlar bir sürü işve ve cilveyle kendini sevdirirken, erkek çocuklara özel bir yakınlık gösterdiğinizde karşılık alabilirsiniz. Ve liste böylece devam eder…

Erkek de olsa, kız da olsa önce mizacını doğru okumak lazım!

Evet erkek çocuk da, kız çocuk da özünde insandır. Ancak cinsiyetlerindeki fıtri farklılıktan kaynaklanan doğal ihtiyaçları ve gelişimsel farklılıkları da göz önünde bulundurmalıyız. Burada kastettiğimiz şey ruhi ve biyolojik zemindeki farklılıklar! Yoksa erkek ve kız ayrımı yapılmaksızın her çocuğun mizacı birbirinden farklıdır zaten… Mesela bazı çocuklar daha sempatik ve dışa dönükken, bazıları daha sessiz ve içe kapanıktır. Biz anne-babaya düşen, bu mizacı tanımak ve saygı göstermektir.

Neler farklı?

Şimdi size aktaracağım araştırma verileri eşliğinde çocuğumuzun mizacında ağır basan yönleri tanımlamaya çalışalım. Teorisyenler çocukların mizaçlarını rahat, yavaş ısınan ve zor olarak üçe ayırdıktan sonra kişilik özelliklerini uyumlu, deneyimlere açık, duygusal, duyarlı ve kaygılı olarak beşe ayırır. (Thomas, Chess, Birch; The origin of personality) 

Yine diğer araştırmalar yemek ve uyku düzeni, aileden ayrılmadaki rahatlık, değişimlere uyum sağlayabilme, tepkilerinin şiddeti, ısrar ve dikkat süresi alanlarında mizacın belirleyici olduğunu göstermiştir. (W. Carey; Understanding your child’d temperament)

Acaba bizim çocuğumuz hangi grupta ve kendine has özellikleri neler? Farkında mıyız? Disiplin ve eğitim anlayışımızı belirleyen bu mizaç mı? Yoksa duyduğumuz ve okuduğumuz her şeyi körü körüne mi uyguluyoruz? Mesela rahat mizaçlı bir çocuk korkutulduğunda duyarlı bir çocuk gibi stres yaşamaz.Kaygılı mizaçtaki çocuk uykuya dalamama, tırnak yeme gibi durumların hedef tahtasıdır. Yaşı ilerledikçe de anksiyete bozukluğuna yakalanma riski yükseltir. Yapılan bilimsel çalışmalar erkeklerin beyninin sağ tarafının, kızların ise sol tarafının daha çok gelişkin olduğunu göstermiştir. Bu sebeple kızlar daha erken konuşmaya başlar. Düşünce ve duygularını daha zengin sözcük dağarcığıyla ifade eder. Konuşkan olma özelliği hayat boyu devam eder. Erkek çocuklarsa daha geç konuşur. Gecikmiş konuşma sorunları erkeklerde çok daha sık görülür. Yaşamın ilerleyen dönmelerinde bile evli hanımların en çok şikayetçi oldukları konudur eşlerinin az konuşmaları.El becerisi gerektiren işlerde kızlar daha başarılıdır. Güzel resim yaparlar. Yazıları daha düzgündür. Erkek çocuklardaki kas oranı kızlara kıyasla yüzde 30 daha fazladır. Daha hareketli ve sert oyunlardan hoşlanırlar. Testesteron hormonunun daha fazla salgılanması da bu hareketliliği destekler. Güreş ve top oyunları erkek çocukların favori oyunlarındandır. Teneffüslerde top verilmediği için gazoz kapağıyla futbol oynamaya çalışan ufacık erkek çocuklar zihin kayıtlarınız arasında vardır muhakkak! Bu bilgiler ışığında erkek çocuktan sürekli sakin oyun oynamasını istemek ve beklemek bu çocuğun gelişimini sekteye uğratacaktır.

Kızlar ise sakin ve iletişim içerikli oyunlardan hoşlanır. Hayali oyunlarda çok daha üretkendirler. Oyun seçimindeki bu farklılıklardan ötürü çocuklar hemcinsleriyle oynamaktan daha çok keyif alır. Kızlar kızlarla, erkekler erkeklerle…Kilo ve boy gelişiminde de erkek çocuklar daha önde gider. Dolayısıyla da daha geç oturmaya başlarlar. Ancak hastalıklara yakalanma oranı erkek çocuklarda daha yüksektir. Bu testesteron hormonuyla alakalı bir durumdur.Erkek beyninde uzay şekil işlemcisi daha çok yer kaplar. Dolayısıyla erkek çocuklar sayısal derslerde daha ilgili ve aktiftir. Mühendislik alanında erkeklerin fazlalığı bu durumla ilintilidir.Ergenlik döneminde de farklar kendisini gösterir. Kızlar daha erken ergenliğe adım atar ve cinsi olgunluk erkeklerden iki yıl önce başlar.Kızlarda beynin iki beyin yarım küresi erkeklere nispeten daha fazla iletişim halindedir. Bu yüzden kızlar daha çok analiz eder, daha çok soru sorar, daha kompleks düşünür. Bununla bağlantılı olarak kız çocuklarda soyut kavramları anlamlandırma süreci daha erken başlar.

Kızların beyninde serotonin miktarı daha fazla olduğu için erkeklere kıyasla daha kontrollü davranışlar sergilerler.Kız çocukları daha empatiktir, daha iyi dinleyicidir. Dil gelişimin daha önde olması hasebiyle sosyalleşme süreci de daha hızlı gerçekleşir.Kız çocukları için beğenilmek önemlidir. Kıyafet seçimiyle ilgili yaşanan sorunlar küçük yaşlarda kız çocuğu ve anneyi karşı karşıya getirebilmektedir. Kız çocuk özellikle de kendisini babasının beğenmesini ve sevmesini ister. Erkek çocukta sevgi ihtiyacı hâsıl olsa bile bunu ifade etmekten kaçınır. Bu hakikatten ötürü Rahmet Elçisi de “Erkek çocuklarınızı sevin. Zaten kız çocukları kendini sevdirir” buyurmuyorlar mı?

Fıtrat kanunlarını hesaba alalım!

Fıtratı göz ardı etmek denizde dalgaya karşı yüzmeye benzer. Bize düşen çocuklarımızın fıtratlarına yüklenen programları açığa çıkarmaktan öte değil! Çocuklarımızı yetiştirirken ileride sahip olacakları rollerin dışına itecek davranışlardan da uzak kalmalıyız. Erkek gibi kız çocuğu, ya da kadınsılaşmış erkek çocuğu yetiştirmek fıtrat kanunlarına yapılabilecek büyük bir saygısızlıktır!İşte biz ebeveyn olarak, mizaçtaki farklılıkları okuyabilirsek, ancak o zaman yerinde ve uygun tepkiler verebiliriz. Öyleyse diyebiliriz ki, farklı fıtratlara aynı eğitimi uygularsak Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan oluruz!

Berrin Göncü Işıkoğlu